Hamilelik aslında tek ya da iki kişilik bir süreç değil
doğacak olan bebeğinizle birlikte tam tamına üç kişilik bir süreçtir. Bu yüzden
hamile kalmadan önce ve hamilelik esnasında farklı endişeler duymanız normaldir.
Uzmanlar bu endişeleri taşıyacağınız
eşiğin yaşam koşullarınızla doğrudan
bağlı olduğunu söylüyorlar. Hayatınızda
iş ya da evliliğiniz nedeni ile taşıdığınız stres faktörünün ise endişelerinizi
daha da büyüttüğünü ilave ediyorlar. Evliliğinizde büyük bir değişim yaratacak olan bu güzel girişim beraberinde bir takım
endişeleri getirebilir. Bu endişelerin varlığını başlangıçta normal bir süreç olarak
kabulllenmek gerekir. Bu deneyimi ilk kez yaşayacak olmanız , nasıl olacağını ,
neler yapmanız gerektiğini tam olarak bilememeniz ve büyük sorumluluk
gerektiren bu adım endişelerin
kaynağını oluşturur.
Ancak bu endişelerin varlığı sağlıklı bir hamilelik süreci
için uzun süreli olmamalıdır. Hamilelik öncesinde ve devamında taşıdığınız
endişeler korku eşiğinin arttması ile tehlike haline dönüşebilirler. Yaşanan çoğu
endişeler; anne adayının günlük yaşamını
olumsuz etkilemeye , eşi ve çevresi ile iletişiminin bozulmasına neden
olmaya başlamışsa , kişi zamanla mutsuzlaşıyorsa veya bu mutsuzluk olağandan daha uzun sürdüyse , endişe yaratan düşünceler
sıklaştıysa,beraberinde uyku düzeni ve iştahta bozulduysa bu durum bir tehlike olarak algılanmalı ve kısa
zamanda ortadan kaldırmak için gerekli çaba gösterilmelidir.
Bu süreçte anne adayına destek olacak ve onu rahatlatacak ilk kişi en
yakınındaki ve en çok güvendiği kişidir.
Bu bazılarımız için doktoru, bazılarımız için ise aile fertlerinden ya da
arkadaşlarımızdan biri olabilir. Ancak her durumda eşin ve yakın çevrenin
desteği tüm hamilelik süreci boyunca devam etmelidir.
Doğum öncesinde genellikle yaşanan endişeleri atlatabilmeniz
için kendinize güven bu dönemde çok önemlidir. Önemli olan bu çok özel sürecin
keyfini çıkarmaktır. Endişelerden uzak ;
her ayın ve her ay bedeninizde
yaşayacağınız değişimlere ve bunlara karşı hissecedeceğiniz o anlatılmaz
duygulara odaklanmanız mutlu bir başlangıç
için önemlidir .
Anne olmak istediğinizi ilk kez düşündüğünüzde kendinize
sorduğunuz ilk soru ve ilk endişe çoğunlukla ; “İyi bir anne olabilecek miyim ?”
dir. Unutmayın, iyi bir anne olup olamayacağınızı ancak anne olduktan sonra görebilirsiniz. Bu
nedenle bu düşünceyi kendinizden uzak tutun ve sadece kendinize güvenin.
Geçmişte iyi yaptığınız birkaç şeyi hatırlayın . Bunları başaran sizseniz iyi
bir anne olmayı da başarabilirsiniz.
Bu süreçte sorulan muhtemel bir diğer soru ise ;
“Evliliğimde bir değişim olacak mı ?” dır.
Evet bebekle birlikte eve yeni bir
hareket gelecek ve üzerinizdeki yük artacaktır . Evde daha fazla zaman geçirmek
zorunda kalacaksınız. Ama bunların hepsi tatlı bir telaş olarak yıllar sonra
tebessümle hatırlanacak ve özlem duyulan
anılarınız olacaklar. Yeterli sabır, destek
ve sevgi ile anne baba olmanın keyfini yaşayacak ve başlangıçtaki zor
dönemleri aşacaksınız.
Bebeğimi sevecek miyim sorusunu ise kendimize kolaylıkla
soramasak bile yoğun bir şekilde hisseden anne sayısı az değildir.O yüzden
kendinizi yalnız hissetmeyin, bunu hemen hemen herkes yaşıyor. Doğum sonrasında
hemen bu duyguyu hissedemeyen anne aslında normal bir süreç yaşamaktadır. Bu
bağın oluşması için sadece biraz zamana ihtiyacınız var .
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder