Bir aile olmaya karar verdiğiniz anda ilk yapmanız gereken
kendinize sağlıklı bir beslenme programı
hazırlamaktır. Sağlıklı beslenmeye başlamak çocuğunuz doğmadan önce onun için
yapacağınız en önemli şeydir. Gelecek olan bebek için güzel bir oda hazırlamaktan çok daha
faydalı ve önemlidir. İdeal olarak hamile kalmadan en az 3ay-1yıl önce beslenmenize dikkat ediyor
olmalı, ne çok zayıf ne de çok kilolu olmalısınız. Her zaman aklınızda olması
gereken ise hamileliğin diyet için uygun bir zaman olmadığıdır.
• 2-3 kez kalsiyum yönünden zengin besinler (yağsız süt,peynir, yoğurt)
• 7 öğün sebze ve meyve. Araştırmalar gösteriyor ki folik asit bebekte meydana gelebilecek nöral tüp hasarlarının oluşumunu önlemektedir. Folik asit ise ıspanak, brokoli, ve koyu yeşil sebzelerde bulunur. Ayrıca C vitamini yönünden zengin olan turunçgiller, kiwi ve yeşil sebzeleri de bol bol tüketmeniz gerekir.
• En az 2 öğün yüksek proteinli gıdaların alınması ve (balık, beyaz et, yumurta gibi..)
• Bol su içilerek vücudun sıvı ihtiyacının karşılanması gereklidir.
Sağlıklı bir diyet ile beraber vitamin ve mineral desteğini de ihmal etmemek gerekir.RDI’nın (uluslararası tavsiye edilen doz) %100-150’si kadar vitamin ve mineral almayı ihmal etmeyin. Ayrıca aldığınız bu takviyenin 400 mikrogram folik asit ve 18 mg demir içerdiğinden emin olun. Akademik çalışmaların sonuçlarına göre bu ek vitamin ve mineraller doğum kusurlarını ve bebek anomalisi oluşma sıklığını en aza indirmektedir.
Eğer kalori alımınızı çok arttırmazsanız hamilelik için gereken
demir miktarını depolamanız zor olacaktır. Bu nedenle demir takviyesi alımı
önemlidir. Unutmayın ki demir eksikliği düşük doğum ağırlıklı bebek, hamilelik ve
doğum sonrası aşırı yorgunluk sebebidir.Yalnız dikkat edilmesi gereken kritik
bir nokta vardır. Bazı vitaminler yüksek dozda alındığında zararlı olabilir.
Özellikle yağda eriyen vitaminler vitamin A ve D fazla alındığında bebekte
doğum kusurlarına yol açabilir. Bu nedenle RDI’nın %100-150’sini
geçmemelisiniz. Daha da iyisi hamile kalmaya karar verdiğinizde tüm bu
takviyeleri uzman bir doktor kontolünde yapmalısınız.
Çağımızın sorunu obezite yetişkinlerin başlıca problemlerinden biri
olmaya devam ederken, ailelerin en büyük korkularından biri çocuklarının da
kilolu olma ihtimalidir. Günümüzde obezitenin öncül nedenlerinden insülin
direncinin öneminden sıkça bahsedilirken, anne babalar bu rahatsızlığın
kalıtımsal olduğu gerçeğiyle yüzleşmişlerdir. İnsülin direnci çoktan ispat
olduğu gibi genetik bir yatkınlığın yaşam tarzıyla tetiklenmesi sonucunda
ortaya çıkmaktadır. Buna ek olarak ne yazık ki artık bel çevresindeki yağlanma
ile ortaya çıkan bu metabolik rahatsızlık yetişkin bireylerin yanında
çocukların da başlıca sorunu haline gelmiştir. Sonuç olarak obezite
tohumlarının hamilelikten önce atıldığını unutmayın ve bebeğin sağlıklı bir
birey olmasında onu karnında taşıyan anneler kadar babaların da sorumluluk
taşıdığını hep hatırlayın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder