Bebeğinizin temizliği ve rahatlığı için özellikle yeni doğan
döneminde her gün banyo yapmaya ihtiyacı vardır. Bebeğin vücut temizliğinde su
ve hassas sabun - şampuan kullanımı
önemlidir. su hem cilt için önemli bir nemlendirici ve etkin bir temizleme aracı
hem de bebek için rahatlatıcı bir ortamdır. Banyo zamanı olarak sabah veya
akşam farketmez. Önemli olan anne ve bebeğin rahat edebileceği bir zamanda
yeterli vakit ayrılarak yapılmasıdır. Ancak karnı tok olan bir bebeğin banyodan daha çok zevk alacağını
unutmamak gereklidir.
16 Ağustos 2013 Cuma
BANYO SONRASI BAKIM NASIL OLMALIDIR ?
Yeni doğan döneminde olsun sonrasında olsun bebeğinizin
banyo sonrası cilt neminin dengelenmesi için saf nemlendiricilere ihtiyacı
vardır.Bunun için banyodan sonra bebe yağı kullanın. Bebe yağlarını banyo
sonrası bebeğinizin tüm vucuduna hafif masajla sürün. Bebeğinizin vücudunun
yağı emmesi için hafifçe, bastırmadan daireler çizerek masaj yapmanız
önemlidir. Bu esnada hem bebeğinizin cildi yağı emecektir hem de bebeğiniz
rahatlayacaktır. Ayrıca bebeğinize bu şekilde masaj yapmanız bebeğiniz ile
temasa geçeceğiniz için aranızdaki bağın daha da kuvvetlenmesine sebep
olacaktır. Öte yandan bebeğinize masaj yapmak sadece ona değil ama size de iyi
gelecektir.
ANNE SÜTÜ HAKKINDA BİLMEDİKLERİMİZ NELERDİR ?
Bebeğin memeden alacağı ilk besine “ilksüt”, “ağız sütü” ya da “kolostrum” denir. “İlksüt”ün görüntüsü anneden anneye değişir, ancak genellikle sarı renkte ve kıvamlıdır. Bu “ilksüt” özel olarak çok besleyicidir ve bebeği pek çok hastalıktan korur.
“İlksüt”ün miktarı az olmasına karşın, ilk günlerde bebeğin beslenmesi ve barsaklarının iyi çalışması için yeterlidir. Bazı annelerde doğumdan sonra “ilksüt” çok az miktarda gelebilir veya hiç salgılanmayabilir. Önemli olan annenin doğumdan sonra en kısa zamanda, mümkünse hemen emzirmeye başlamasıdır.
2 Ağustos 2013 Cuma
ANNE VE ANNE ADAYLARI YAZIN NELERE DİKKAT ETMELİ ?
Yaz mevsimi cildimizin yüksek sıcaklık ve güçlü güneş
ışınlarına maruz kaldığı, ter ve nem ile mücadele ettiği bir dönemdir. Bununla
birlikte gelen sık banyo yapma gerekliliği, deniz ve havuz kullanımı deriyi
direkt etkilediğinden cilt sağlığı ve cilt bakımına daha çok özen
gösterilmelidir. Gebe olsun ya da olmasın güneş ışınlarının kişi üzerinde erken
yaşlanma ve deri kanseri gelişmesi gibi olumsuz etkileri vardır. Gebelikte ise
hormon düzeylerinde yaşanan değişikliklere bağlı olarak, deri güneş ışınlarına
karşı daha duyarlı olduğundan güneş yanığı daha kısa sürede oluşabilir. Ayrıca
gebelikte “kloasma”, “gebelik maskesi” olarak da adlandırılan alın burun ve
yanaklarda koyu renkli lekeler ortaya çıkabilir. Genellikle doğum sonrası
ortadan kaybolan zararsız bir durumdur. Ancak güneşe maruziyet bu durumun daha
şiddetli ve uzun süreli olmasına neden olabilir.
YAZ AYLARINDA BEBEKLERİMİZİ VE ÇOCUKLARIMIZI GÜNEŞTEN NASIL KORURUZ?
Nihayet yaz geldi ! Okulların tatile girmesi ile birlikte
bütün kış hayalini kurduğumuz, özlemle beklediğimiz yaz tatiline çıkabileceğiz.
Tatile çıkamayanlarımız olsa bile bu blog yazımız aslında 7 den 70’e hepimizi
ilgilendiriyor. Bildiğiniz gibi yaz aylarında istesek de istemesek de güneşin
olumsuz etkilerine doğrudan maruz kalma riskimiz diğer mevsimelere göre daha
fazladır. Uzmanların birleştiği ortak nokta ise doğrudan güneş ışınlarına ve
olumsuz etkilerine maruz kalmamak için öğle
saatlerinde mümkünse dışarı çıkmamalı, güneş banyosu yapmamalıyız.
Peki güneşten hiç mi faydalanmayacağız ? Vücudun D vitamini
gereksiniminin büyük ölçüde güneş tarafından sağlandığını, kemiklerin ve
özellikle dişlerin güçlenmesi için D vitamininin son derece önemli olduğunu
biliyoruz. Güneşten elbette
faydalanacağız ancak gerekli önlemleri alarak ve korunarak. Çünlü çoktandır; güneş
ışınlarının dik geldiği öğle saatlerinde uzun süre güneşte kalmanın, fayda yerine
zarar verdiğini biliyoruz.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)